Geçtiğimiz günlerde;
Sayın Cumhurbaşkanı, HAMAS Örgütünü “Kuvayı Milliye”ye benzetmiş, yine MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’de “Cumhuriyetin sandıkta kurulmadığı” içeriğinde açıklamada bulunmuştur.
Her iki yaklaşımın da tarihi gerçeklere uymadığının ayırdında olarak, kurtuluşumuzun ve kuruluşumuzun saygın örgütleri olan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin günümüzdeki temsilcisi Müdafaa-i Hukuk Vakfı olarak, aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur.
Bilinmelidir ki;
Kuvayı- Milliye; “KUVAYİ MİLLİYE’NİN ÂMİL, İDAREYİ MİLLİYENİN HÂKİM” kılınması, yani; ulusal güçlerin etkin, ulusal iradenin yetkin olmasının amaçlayan bir yapıdır.
Bu amaç doğrultusunda, Erzurum Kongresi’nde delegeler tarafından yetkilendirilen HEYETİ TEMSİLİYE, Sivas Kongresi’nde, yürürlükteki mevzuata uygun olarak Valiliğe yapılan başvuruyla; “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk” adını almış, ilerleyen süreçte; yurttaşların özgür iradeleriyle yapılan seçimle, Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurulması gerçekleştirilmiştir.
Olağanüstü koşullarda, olağanüstü güce sahip düşman kuvvetleri, yurttan atıldıktan sonra yine halkımızın özgür iradeleriyle seçtikleri milletvekilleriyle oluşan İkinci Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhuriyetimizi ilân etmiştir.
Cumhuriyetimizin kurulmasıyla ülkemiz; demokratik, çağdaş; ulus bilincine dayalı ulusal-üniter devlet, laik yönetim anlayışıyla 15 yıl gibi, ülke yaşamında oldukça kısa sayılabilecek bir sürede, yeryüzünün en saygın devletlerinden biri konumuna yükselmiştir.
Şiddete dayalı, cihat amaçlı HAMAS örgütünü, ulusal güçleri etkin, halkı yetkin kılmayı amaçlayan ve kuruluşunda demokratik yol ve yöntemleri ilke edinen Müdafaa-i Hukuk ve Kuvayı Milliye yapılanmaları ile örtüştürmek asla doğru, gerçekçi ve sağlıklı bir yaklaşım olarak kabul edilemez.
KAMUOYUNA SAYGI İLE DUYURULUR
MÜDAFAA-HUKUK VAKFI
YÖNETİM KURULU
Yazacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra onaylanmaktadır.
Bu tarihsel süreci etkileyen, yön veren M. K.Atatürk’tür.
Atatürk sözcüğü parentez içinde de olsa yazılabilir.
Teşekkürler.